Nouman Ali Khan’ın 2016 Ramazan ayında 30 gün boyunca yapmış olduğu Bakara Suresi tefsir serisi.
8. Ders
Bakara Suresi Tefsiri 8. Dersden bir bölüm:
Kuran’ı her dinleyenin aklında şu resim vardır: İnsanoğlu terk edilmiş, kaybolmuş, yalnız, ayrı durumda ve bu bizi korkutuyor. Çünkü bu zamana kadar Bakara’da 3 grup betimlendi: inananlar, inatçı bir şekilde inanmayanlar, nifakta kaybolmuş insanlar. 3 grup ama ne var biliyor musunuz? Dinleyici bunu dinlediğinde kendilerine “Hangisi benim?” diye sormaya başlayabilir.
Bu arada bazı insanlar bu kategorilerden hiçbirine dahil değil. Burada Kuran’ı dinleyen, inanmamış olan bazı insanlar var; ama inatçı bir şekilde inanmayanlardan değiller ya da nifakta kaybolmuş değiller. Nereye ait olduklarını bilemiyorlar. Ama şu ana kadar Kuran’ın çağrısını gerçek olarak duyduklarında şimdi bir taraf seçiyorlar. Artık başka seçenek yok. Bu vahyi şimdiye kadar duymamıştınız, bir şekilde akışına bırakmıştınız, nötrdünüz. Ama şimdi bunu duydunuz. Şimdi nereye ait olduğunuzu seçmeniz gerekiyor.
Bu arada bir grup insan kurtulacak ya da korunacak. Hidayeti kabul eden insanlar değil mi? Bu yüzden Allah diyor ki O kitap; onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler için bir yol göstericidir. (Bakara, 2) Muttakiler, sakınan insanlar. Yani konunun dönüp dolaşıp aynı yere geldiğini görüyorsunuz. Allah “Ey insanlar! Sizi yaratan, sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin. Umulur ki, böylece sakınırsınız. (Bakara, 21) dediğinde Rabbinize kulluk edin, sizi meydana getirene, sizi yaratana, sizden çok daha öncekileri yaratana. Böylece kendini koruyabilirsin. Böylece birinci gruba ait olabilirsin.
Bu şimdi bir çağrıdır. Bu mesajı duyan insanlar harekete geçmelisiniz.
Bizim dinimiz sadece bir felsefe değildir. Sadece birkaç ilginç fikrin bir araya gelmesi değildir. Hayatta değişiklikler yapmak için bir çağrıdır. Teoloji, felsefe, görünmeyen üzerine -“el-gayb” ki surenin başında belirtiliyor- çalışan insanlar var değil mi? Phd sini felsefede yapan insanlar var. Onların tüm düşündükleri “el-gayb”, tüm düşündükleri. Ama ne var biliyor musunuz? Onlar bu dünyada yaşıyorlar ve zihnen uğraşıyorlar ama hayatlarında hiçbir şey değişmiyor. Bu inanç ya da görünmeyen fikirleri, onları herhangi bir eyleme yönlendirmiyor. Gerçekte o insanlar boşlukta kaybolmuş insanlar. Onları görürseniz kaybolmuşa benzediklerini görürsünüz. Biliyorsunuz darmadağın türden insanlar. Bizim görünmeyene olan inancımız bizi harekete geçmeye zorluyor. Bizi harekete çağırıyor. Sadece bir şeylere inanıp ve bu dünyada kendini değiştirmemezlik yapamazsın.
Emeğinize sağlık. Allah sizlerden ailelerinizden razı olsun.Verdiğiniz emeğin karşılığı Firdevs olsun inşallah.